12 Mayıs 2014 Pazartesi

sustum

sevgili fletcher;

  konuşmak istedim, anlatmak. yuttuğum, sakladığım her şeyi kusmak istedim. yüzüne karşı konuşabilmeyi diledim.
sustum.
  tek bir laf etmedim. edecek ne yüzüm vardı ne de cesaretim.
sustum.
  zamana ihtiyacım olduğunu düşündüm. zamana ihtiyacım vardı. onun gibi olmayı denedim. onun gibi oldum. kendimi unuttum. neyden hoşlanırım neyden korkarım hepsini unuttum. kendim olmayı bilmiyorum o yetiyi çoktan kaybettim. anlattı; dinledim, özümsedim, uyguladım.
sustum.
  belki benim en büyük çaresizliğim buydu.
sustum.
  tek kelime etmeye mecalim yoktu. korktum, kaybetmekten korktum fletcher ama kendimi kaybettiğimi çok sonraları fark edebildim. yitirdim, yitirildim. en çokta;
sustum.
  söylenecek çok sözüm vardı belki. sayfalarca yazabilir, kitaplarca susabilirdim.
sustum.
  sadece bir kez, bir kez olsun söylemek istedim.ama hangi kelimeyi nereye koyacağımı, nereden başlayacağımı bulamadım. hayır, hayır bu bilgisizliğimden değildi. korkuyordum. ellerim ölmüştü. uzunca bir süre düşündüm ne demeliydim?
sustum.
  resimlerini çizdim belki onlarla konuşabilirdim. onlardan korkmazdım, korkamazdım. insan kendi çizgilerinden korkar mıymış hiç? ben korktum.
sustum.

  09/02/2014
 yine aynı yerde aynı masada oturuyordum. hava çok soğuktu karşımda bir çift kavga ediyordu elleri birbirlerinin ellerindeydi. fazla olduğumu düşündüm orada olmamalıydım. küçük defterimi çıkarttım.
"umursamazlığı, hiçbir şey onu etkileyemezmiş gibi davranması, geçmişe olan saygısızlığı, güvensizliği ve daha onlarca şey. benim içinde böyle düşünmüş, konuşmuş ya da hissetmiş olabileceği ihtimali dahi beni           "

  orada bırakmışım. çünkü söyleyecek bir sözüm yoktu. "yaa ben çok okudum, yaa ben çok biliyorum" tavırlarımın hiçbiri acizliğimi örtemiyordu.
sustum.
  saatlerce, haftalarca, aylarca ve belki de yıllarca sustum. söylemem gereken onlarca şey varken sustum. bu canımı acıtsa dahi sustum.
  siyahlar ve beyazlar vardı. maviler ve yeşiller belki birazda kırmızı.
  yollar vardı uzunlu kısalı. çoğu yorucu.
  o kendini laciverte gömdü ben ise siyaha. yıllarca yürüdük, koştuk her seferinde ben yoruldum o devam etti. dur demek isterdim. dur ve bana yardım et. dur ve yanımda ol. dur ve ellerimi tut.
sustum.

   sadece sustum.












5 Mayıs 2014 Pazartesi

köpek balığı ve ahtapot nina

sevgili fletcher
  
  bugün sana üzücü bir hikayeden bahsetmek istiyorum. "sekiz yaşında bir çocuk yazmış gibi bu yeaa" dedi biri lakin anlamadığı belliydi.



"bir varmış bir yokmuş. okyanus yüzeyinin millerce altında nina adında genç bir ahtapot yaşarmış.
nina zamanının çoğunu taşlardan ve deniz kabuklarından garip şeyler yaparak geçirirmiş. çok mutluymuş.
ama sonra bir pazartesi günü bir köpekbalığı gelmiş.
“adın ne senin?” demiş köpekbalığı.
“nina” diye yanıtlamış o da.
“arkadaşım olmak ister misin?” demiş köpekbalığı.
“tamam. ne yapmam gerekiyor?” demiş nina.
“pek bir şey değil. ” demiş köpekbalığı. “kollarından birini yememe izin ver yeter.”

nina’nın daha önce hiç arkadaşı olmadığından acaba bu arkadaş olmak için yapılması gerekenlerden mi diye düşünmüş. sekiz koluna bakmış ve bir tanesinden vazgeçmenin çok da kötü olmayacağına karar vermiş. bir kolunu yeni ve harika arkadaşına bağışlamış.
o hafta nina ile köpekbalığı her gün birlikte oynamış. mağaralar keşfetmişler, kumdan kaleler yapmışlar. çok çok hızlı yüzmüşler. ve her gece köpekbalığı acıktığında nina, yemesi için bir kolunu daha vermiş.
pazar günü tüm gün oynadıktan sonra köpekbalığı nina’ya çok aç olduğunu söylemiş.
“anlamıyorum.” demiş nina. “altı kolumu çoktan verdim. şimdi bir tane daha mı istiyorsun?”
köpekbalığı ona arkadaşça bir tebessümle bakmış
“bir tanesini istemiyorum” demiş. “bu sefer hepsini istiyorum. ”
“ama neden?” diye sormuş nina.
köpekbalığı da: “çünkü arkadaşlar birbirleri için böyle yaparlar. ” diye yanıt vermiş.

köpekbalığı yemeğini bitirdiğinde çok üzgün ve yalnız hissetmiş. birlikte mağaralar keşfedeceği, kumdan kaleler yapacağı, çok çok hızlı yüzeceği birine sahip olmayı özlemiş. nina’yı çok özlemiş. bu yüzden başka bir arkadaş bulmak için çok hızlı yüzmüş."

short term 12